30 Mayıs 2015 Cumartesi

Toprak Üretim Havuzlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler




Birinci adımda, toprak havuzların hazırlanması ve işletilmesinde karşılaşılan sorunları belirtelim. Toprak yapısının iyi belirlenmemesi sonucunda hazırlığını yaptığımız toprak havuzlar, bir anda balçık havuzlara dönüşebilir. Çok geçirgen havuzlar suyu da çok kolay emeceğinden balık boylama ve hasatta balıkların solungaçlarının tıkanmasına neden olurlar. Hasat sonrası tazyikli su ile bu görüntü giderilebilirse de boylama sırasında bunun telafisi çok zordur. Bu nedenle toprak havuzlarda en çok kayıp boylama sonrasında verilmektedir. Böyle bir toprak yapısında yetiştiricilik yapılmaması en uygunudur ancak; havuzlar hazırlanmış ve yetiştiricilik için kullanılmaya kesin karar verilmişse iş makineleri ile toprağın dibine ve yan duvarlarına basınç uygulayarak sıkıştırmak ve havuz diplerini iri taneli yüksek yoğunluklu çakıl taşları ile doldurmak en mantıklı çözümdür. Bunlar da dikkate alınmadı ise ilk balık hasatından sonra yeniden iş makineleri ile balçık kısmı temizleyip sağlamlaştırma ve dolgu çalışması yapmak zorunludur.
İkinci adımda, balıkların stoklama yoğunluğu ve havuz büyüklüğü ile ilgili karşılaşılan sorunlar gelmektedir. Yukarıda sözünü ettiğimiz gibi, toprak havuz yetiştiriciliği yarı entansif bir yetiştiricilik tipidir. Ağ kafeslerde bir metreküpte ortalama 25 kilogram balık stoklanabilirken toprak havuzlarda bu miktar 8-12 kilograma kadar inmektedir. Yetiştiriciler, stoklama yoğunluğundan kaybettikleri avantajı havuz büyüklüklerini arttırarak gidermeye çalışmaktadırlar. Havuz büyüklüğünün artması, havuz kontrolündeki zorlukları da beraberinde getirmektedir. Bilindiği gibi, toprak havuzlarda boylama ve hasat işlemleri ığrıp çekilerek yapılmaktadır. Havuz büyüklüğünün artması; işletme çalışanı sayısını arttıracağı gibi balıkların daha çok zarar görmesine neden olacaktır. Bu nedenle seçilen kapasite ne olursa olsun havuzlarda 80-100 metrelik uzunluklar ve 25-30 metrelik genişlikler yerine kontrolü daha kolay, 35-40 metrelik uzunluklar ve 10-12 metrelik genişlikler ideal olarak belirlenmelidir.
Üçüncü adımda, havuzların havalandırılması ve yabancı maddeler ile ilgili sorunlar gelmektedir. Toprak havuzlar, genelde eski tarım arazilerinin bulunduğu ortamlara kurulmaktadır. Çevreden rüzgarla birlikte taşınan bitki özleri zamanla havuz içerisini sarmakta, özellikle de geceleri balıkların tükettiği oksijene ortak olmaktadır. Bu bitkiler boylama ve hasat sırasında da balıkların zedelenmesine neden olmaktadır. Özellikle hasat sonrasında bu bitkilerle mücadele yönünde çalışmaların yapılması, bir sonraki yetiştiricilik periyodu için son derece önemlidir. Oksijenle ilgili sorunların büyük bir bölümü pedallı havalandırma makineleri ile çözülmüş gibi görünse de tam anlamıyla başarılı olduğunun söylenmesi zordur. Buna karşılık son yıllarda kullanılmaya başlayan sıvı oksijen destekleriyle balıkların özellikle oksijen yetersizliğine bağlı stresleri giderilmiştir. Bu tip sistemlerin ilk yatırım giderleri pahalı olmakla birlikte, birim alandaki stoklama yoğunluğunu arttırmaya yardımcı olmaları nedeniyle kısa sürede kendilerini amorti ettiği görülmektedir.
Toprak havuzlarda karşılan problemlerin 
Dördüncü adımını yavru balık seçimi oluşturmaktadır. Kuluçkahanelerden sağlanan yavru balıkların ebeveynlerinin de sağlıklı ve güçlü bireyler olması, toprak havuzlardaki yetiştiriciliğin en önemli faktörlerinden biridir. İlk ve son gelen yumurtalardan elde edilen yavru bireylerin dayanıklılığı ve kondüsyonu diğer bireylerden daha düşük olmaktadır. Yukarıdaki bölümlerde de söz edildiği gibi toprak havuz özellikleri kuluçkahaneye çok iyi anlatılmalı ve yavru temini konusunda sürekli irtibat halinde olunmalıdır.
Toprak havuzlarda yetiştiricilik yapan değerli meslektaşlarımız şunu önemle göz önünde bulundurmalılardır ki karşılaştıkları ya da karşılaşacakları her sorunun bir çözümü mutlaka vardır. Önemli olan bu sorunlara geçici çözümler değil, Ar-Ge’ye önem vererek ticari sorunlara bilimsel ve sürekli çözümler getirebilmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder