26 Mayıs 2015 Salı



Çeltik tarlasında kerevit

Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Engin Bişar, kerevit üretiminin Trakya tarımına hem ekonomik hem de doğal yönden destek vereceğini söyledi...




Olgay GÜLER
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Edirne İl Müdürü Engin Bişar, çeltik tarlalarında kerevit üretimi projesinin Trakya tarımına hem ekonomik hem de doğal yönden destek vereceğini söyledi.
Türkiye'de sanayi ve tesislerinin göllere deşarj edilmesinden dolayı neredeyse soyu tükenmekte olan kerevit halen yatırım yapılmayı bekleyen büyük bir ticari aday. Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Engin Bişar da, günümüz Trakya tarımına destek verecek kerevit projesinin ilgi görmesini bekliyor. Çeltik tarlalarında kerevit üretiminin Trakya'da da yapılabileceğini vurgulayan İl Müdürü Bişar, kerevit ve ekonomik değeri hakkında da bilgiler verdi.
İl Müdürü Bişar, kerevitin protein ve mineral değeri açısından çok zengin olduğunu ve Dünya'nın hemen hemen her bölgesinde yetiştiğini söyledi. Bişar, üretimin ana merkezinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Louisiana eyaletinde bulunan çeltik tarlaları olduğunu ve ilk olarak bu fikrin orada doğduğunu söyledi. İl Müdürü Bişar, ABD'de uzun yıllardır uygulanmakta olan bu yöntemin dönüşümlü yetiştiricilik sistemi olduğunu, yani yaz aylarında çeltik hasadı, sonbahar-kış-ilkbahar aylarında ise kerevit hasadı yapıldığını belirtti. Kerevit'i üretmek için gerekli koşullardan bahseden İl Müdürü Bişar şöyle devam etti;
“Kerevit üretimi için çeltik hasadından geriye kalan artıklar, sulak ve düz bir arazi yeterlidir. Kerevit, çeltik yetiştirmeye bir engel olmadığı gibi, çeltik üreticisinin önemli bir sorunu olan çeltik anızını yiyerek beslenmektedir.

“İŞLENDİĞİ TAKDİRDE KÂR MARJI İKİYE-ÜÇE KATLANIYOR”

Kerevit canlı ya da işlenmiş olarak her mevsim alıcı buluyor. Canlı kerevitin kg fiyatı iç piyasada ortalama 10 TL olup, işlendiği takdirde kar marjı ikiye- üçe katlanabilmektedir. Avrupa ülkelerinde işlenmiş kerevit etinin kg fiyatı 100-150 TL fiyattan satılabilmektedir. Dönüm başına 50 ile 150 kg arasında canlı kerevit üretilebilmektedir. (Ortalama 90 kg) Ulusal verilerde Edirne'mizde 360 bin dönüm çeltik tarlasından bahsedilmektedir. Bunun yarısında aynı zamanda kerevit üretilse ekonomiye katkısını varın siz hesaplayın. Amerika'da yaklaşık 700 bin dönüm çeltik arazisinde 50 bin tonun üzerinde kerevit yetiştirilmektedir.

“1 HEKTAR'DAN BİN 500 KİLO ÜRÜN ALMAK MÜMKÜN”

Ortalama havuz büyüklüklerinin 25 hektar civarında olması yeterli. Bu gölcüklerde sirkülasyona tabi tutulan sular mevsim kısıtlamasını ortadan kaldırıyor. Böyle bir sistemde 1 hektarlık havuzdan bir sezonda 1.500 kilo ürün alınması mümkün. Doğal bataklık özelliği taşıyan, ekonomik değeri olmayan topraklar ise bu iş için biçilmiş kaftan. Bu arazilerin amaca göre ıslahı ideal bir organik kerevit çitliğinin kurulması için yeterli.”
Kerevit'in kalsiyum yönünden zengin olan kabuğunun balık yemi sanayisinde de kullanılabildiğinin altını çizen Engin Bişar, doğası gerek organik beslenme ortamında yetişen kerevitin dolayısıyla organik çelitik üretimine de kendiliğinden geçilmesini sağlayacağını vurguladı.
Bişar, Edirne'de Belediye, Üniversite, kamu kurumları, sivil toplum kurumları ve üreticilerin bir araya gelmesi ve sistematik bir çalışmayla 3-5 yıllık bir süreç sonunda Edirne'de ihracat değerini sadece kerevit ile ikiye üçe katlanabileceğinin altını çizdi.

KEREVİT NEDİR?

Ortak adları bizim dilimize 'kerevit' olarak yerleşmiş tatlı su ıstakozları dır. Ancak kerevitleri Nephropoidea üst familyasından ıstakozlarla karıştırmamak gerekir. Kerevitler, yengeçler ve ıstakozlar gibi gibi diğer kabukulara benzer şekilde çoğalırlar. Ancak, serbest yaşam sürdüren bir larva evresine sahip olmayışlarıyla onlardan belirgin bir şekilde ayrılırlar. Bir zamanlar İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan ünlü Terkos Gölü kerevit kaynar, piknikçiler kerevit bayramı yapardı. Başta Bafa Gölü olmak üzere Uluabat Gölü, Manyas Gölü gibi karasal tatlı su alanlarında yetiştirilen göl ıstakozu 'astacus leptodactylus' şimdi artık zor bulunuyor. Hemen tüm akarsularımızda yaşayan dere ya da nehir ıstakozu 'astacus astacus' ise 1970'Ierden sonra başlayan doğal su ürünleri ihracatı furyasında yok olup gitmiş durumda.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder