19 Mart 2017 Pazar

Su ürünleri atıklarından Milyarlar kazanmak

Craig Kasberg, ticari olarak balıkçılık yapmaya başladığı günden itibaren denize açılmayı çok seven bir girişimci fakat aynı zamanda balık çiftlikleri tarafından bırakılan ve  denizlerin ve okyanusların zeminlerine çöken organik atıklardan da bir o kadar şikayetçi. Alaska’nın Juneau kentinde yaşayan Kasberg, su ürünleri sektörünün yan ürünleri kullanmayı başarmak konusunda bir hayli geride olduğunu belirtiyor.

Özellikle sektör ile birlikte çalışan bazı şirketler, doğal olarak su zeminine çöken atıklarla gübre ve un gibi işler yapsalar da, halen alınması gereken çok yol var. Kar amacı gütmeyen ve okyanuslarla su ürünü olarak kabul edilebilecek olan türlerin soylarını sürdürülebilir bir şekilde devam ettirmelerini sağlamak için çalışan Oceana’nın verilerine göre ABD’deki balıkçılar her yıl 900 Milyon kilogramlık tahribat yaparak okyanuslara yaklaşık olarak $1 Milyar’lık atık bırakıyor.

Amerikan Çevre Koruma Ajansı, çeşitli amaçlarla kullanılan su ürünlerinin kullanılmayan kısımlarını bazı şartlar altında tekrar denizlere bırakmaya izin verdiğinden, su ürünleri işlemeciliği üzerine çalışan şirketler baş, kuyruk, deri, yüzgeç gibi kısımlarını çoğunlukla denize geri bırakıyor. Deniz ortamına tekrardan bırakılan bu materyaller, bırakıldıkları alanlarda başlıca kirlilik etmenlerini oluştururken aynı zamanda suyun kimyasal ve fiziksel kalitesini bozarak ortamdaki oksijenin tükenmesini tetikliyor, yerel ekosistem içindeki dengeyi tehdit ediyor ve hatta bölgede olmayan türlerin yeni alanlara yayılmasına neden oluyor.

Tidal Vision markası ile somon derisinden elde edilmiş bir cüzdan derisini oluşturdu.Aynı şirket, aynı zamanda yengeç kabuklarında bol miktarda bulunan kitini çevreyle dost bir metodla çıkarmak için araştırmalarını sürdürüyor. Geleneksel olarak sodyum hidroksit kullanılarak yapılan kitin çıkarma işlemi artık daha güvenli ve daha az zararlı bir yöntemle halledilebiliyor. Tidal Vision, antibakteriyel bir ipliğe ve dolayısıyla bu iplikle işlenmiş kumaşa dönüştürmek için kitosanı işlemeyi planlıyor.
2014 yılının sonbaharında harekete geçen Kasberg öncelikli olarak kendisi için küçük bir mühendis ve bilim insanlarından oluşan ekip kurdu. Somon derisi için bitkisel kökenli bir tabaklama metodu geliştiren ekip, daha sonra hayata geçen

Kasberg, su ürünlerinin atıklarını geleneksel olarak kullanan sektörlerin alışılmadık şekilde dışında kalan fakat günden güne büyüyen su ürünleri sanayiisi girişimcilerinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Sürdürülebilir su ürünleri girişimcileri için bir yarışma olan Fish 2.0’ın kurucusu Monica Jain, su ürünleri sektöründeki atıkların ne kadar azaltılırsa karlılığın o kadar artacağına dikkat çekiyor.

Fish 2.0’da finale kalan girişimciler yarışmanın ardından potansiyel yatırımcılarla bir araya geliyor ve yatırım imkanı yakalıyor. Örneğin, bir önceki yarışmanın birincisi, su altındaki atıkların alge dönüştürülmesi fikriydi. Nova Scotia’dan SabrTech ismini taşıyan şirket, RiverBox adını verdiği girişimini geliştirmek için iki yıl kadar zaman harcadı. Dışarıdan standart bir nakliye konteyneri gibi görünen ve bir duvarına yerleştirilen raflar yardımıyla alg yetiştirmeyi sağlıyor. Metodun çalışma prensibi çok basit: su ürünleri yetiştiriciliği yapılan sistemlerden çıkan su doğrudan buraya pompalanıyor ve atıklar, alg için doğal besin maddesi olarak kullanılıyor.

Her katta büyüyen algler, aynı zamanda su için doğal bir biyofiltre görevi görüyor. Alglerin büyümesi için gerekli olan fosfor ve azot gibi maddelerce zengin olan sular bu sayede içlerinde yer alan farklı materyallerden de temizlenmiş olur. Ardından bu algler istenilen amaçlara uygun şekilde hasat edilerek kullanılır. Girişimin geliştiricisi SabrTech’in CEO’su Marther Carscallen bunun kapalı devre bir su ürünleri yetiştiriciliği sistemi olduğunu belirtiyor. Kanadalı firma, su ürünleri yetiştiriciliğinin son derece yaygın ve yeni teknolojilere olan açıklığı ile bilinen Singapur ve Güneydoğu Asya’daki bazı çiftliklerde deneyecek.

Carscallen, geliştirilen RiverBox sisteminin suyu temizlemesinin yanında balık ölümlerini de azaltacağını umuyor. Su ürünleri sektörünün oluşturduğu atıklara odaklanan bir başka finalist yine Amerika’dan HealthyEarth. A.B.D.’nin en eski yerleşim birimlerinden birisi olan Cortez’deki kefal balıkçlığını değiştirmeyi amaçlıyor. Kefal balığının körfezde yakalandığı ve yumurtalarının alınmasının ardından atıldığını belirten şirketin CEO’su Christopher Cogan, sürdürülebilir politikaların ve uygulamaların resmi olarak gerçekleşmesi için FIP – Balıkçılık Geliştirme Süreci’nı başlattı ve bölgedeki bir çok otorite ve yerel balıkçılarla işbirliği yaptı.

Balıkçılara sadece kefal satmaları için maddi teşvikler sağlamasının yanında $11 Milyar’lık bir işleme tesisi de kuran HealtyEarth, balıktan omega 3 elde etmeyi ve geriye kalan karkaslardan da balık unu elde etmeyi hedefliyor. Şu anda hali hazırda var olan iki işleme tesisi yalnızca balıkların yumurtalarını toplamaya yarayacak teknolojileri barındırıyor. HealthyEarth aynı zamanda yerel balıkçılara işleme tesisinde pay sahibi olma fırsatı vermeyi de planlıyor…
Kaynak: Theguardian.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder