Deniz kıyısında yaşamamıza rağmen yengeç hala
çoğumuzun mutfaklarına yabancı. Öyle ki memlekette sadece
bir tane yengeç restoranı var. Bir tane ama iyi bir tane ; Kıskaç. Yengeçler her gün Kıskaç Restorana Ceyhan ve Seyhan Irmaklarının
ağzında çalışan teknelerden geliyor. Karaduvar’dan da dönem dönem
yengeç geldiği oluyor. Kıskaç’ta servis edilen yengeçler tüm Akdeniz
sofralarının vazgeçilmez lezzeti olan bir tür; Mavi Yengeç.
Denizde
yaşayan bu tür ırmakların denize döküldüğü yerlerde bolca bulunuyor.
Burada işletmeye daha sabah getirilmiş yengeçlerin servis edildiği
tastamam bir gerçek. Yengeçler önce mutfakta işlemden geçiriliyor.
Burada tüm yengeçler dikkatlice temizlenip varsa havyarları ve sünger
gibi yenmeyen bölümleri dikkatli gözlerce ayıklanıp çöpe atılıyor.
Temizlik kısmının biraz yorucu ve bir o kadar da sıkıcı olduğunu
özellikle belirtmem lazım, bu yüzden iyi ki Kıskaç Restoran var.
Temizlenen yengeçler pişirilmeye hazır hale geldiğinde Halil Usta
onları mutfaklarımızda görmeye alışık olmadığımız bir kaba koyuyor.
Pişirilme yöntemleri ise gayet sağlıklı; buharla. Ustamızın üstüne
basa basa vurguladığı en önemli lezzet sırrı işte bu; buhar. Yengeç
asla suda pişirilmemeli imiş. Su ne kadar kaynar olsa da yengeç eti
suda kendini biraz salarmış. Bu yüzden yengeç kesinlikle buharda
pişirilmeliymiş. Halil Kurtuldu Kıskaç Restoran’ın emektar ustası,
bana göre de yengeç profesörü. Niğde’li ama kendini bildi bileli
Mersin’de ve yengeçlerde onun 30 yıllık mesleği. Buhar kabına giren
tuzlanıp baharatlandıktan sonra kapağı kapatılıyor ve bende yengecimin
servis edilmesi için masaya geçiyorum.
Ana yemeğimi beklerken bir anda masa mezelerle donanıyor. Misafirim
ya, bir kuş sütü eksik. Haşlanmış nohut, yer fıstığı, patates,
midye, kalamar ve en yakın ahbaplarımdan biri olan buz gibi bira.
Başlayayım mı yengeci mi bekleyeyim derken göz açıp kapayana kadar
yengeçte masama servis ediliyor. Hem gözümü hem karnımı keyifle
doyuruyorum.
Henüz Kıskaç’a misafir olmamışlar için belirtmekte
fayda var; Bir porsiyonda 2 yengeç bulunuyor. Bu da 2 gövde ve
4 kıskaçtan oluşuyor. Ben şahsen kıskaç kısımlarını daha lezzetli
buldum. Yengeçten ayıkladığınız parçaları limon, tuz, pul biber,
kekik ve toz biberden hazırlanmış bir sosa bandırıp yiyorsunuz.
Sosun sırrı da limon sosu değil de sıkma limon kullanmak. Yengecin insan vücuduna en önemli katkısı enerji, özellikle
mavi yengeç müthiş bir enerji kaynağı. Afrodizyak etkisi ise
asırlardır bilinmekte. Yemesi de adeta bir seremoni. yedikçe
daha uzmanlaşıyor insan ve kırması da ayıklaması da yemesi de
eğlenceli bir hale geliyor.
Öyle müdavimleri varmış ki Kıskaç
Restoran’ın, yemeklerini bitirdiklerinde karıncalara kırıntı
dahi kalmıyormuş.
Mersin’de yaşayıp hala yengecin tadına bakmadıysanız eğer
memleketin bu önemli lezzet durağına gidin derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder